Felsefesi

Kimlikli Bebekler Yaklaşımı çocukların, kendi hayatlarında neler olduğu hakkında hikayeler paylaşan ve onları ziyaret eden küçük arkadaşlarıdır. Bu hikayeler çocuklara, zor ve olası problem durumlarını tanıtarak, kritik ve esnek düşünme becerisi geliştirmeleri için fırsatlar sunmakta; çocukları problem çözme, empati ve adalet duygusu geliştirmeleri konusunda teşvik etmektedir.

Kimlikli Bebekler Yaklaşımı’nın teorik alt yapısı, Vygotsky ve Bruner’in teorilerine dayanmaktadır. Vygotsky, çocukların çevreleriyle aktif bir şekilde meşgul olduklarında öğrenmelerinin ve gelişimlerinin maksimum düzeye çıktığını vurgular. Çocukların çevreleri hakkındaki bilgiyi yapılandırma kapasitesine sahip olduğunu söyleyen Vygotsky, bilginin yetişkinlerle ve diğer çocuklarla diyalog ve iletişim sayesinde çoğaldığını savunur (Bodrova ve ark., 2010).

Kimlikli Bebekler Yaklaşımı içerisinde yer alan hikaye anlatma oturumlarında uygulayıcılar kolaylaştırıcı olarak hareket ederken, bir taraftan da çocukların bilgi tabanlarını genişletmek için onları duygularını ve hislerini ifade etmeye teşvik ederler. Bu interaktif iş birlikçi oturumlar süresince çocuklar, eleştirel düşünme ve problem çözme yeteneklerini geliştirirler (Brown, 2001).

Vygotsky gibi Bruner’de bilişsel performansın çocuklara fırsatlar vererek artacağını, hayali durumlardaki düşünmenin yaratıcı ve orijinal yollarla gelişeceğine inanmaktadır. Vygotsky’nin fikirlerinin üzerine Bruner (1975), çocukların bir sonraki adımına yardımcı olacak destek ve rehberi tanımlamak amacıyla “yapı iskelesi” (scaffolding) kavramını ortaya atmıştır. Bu kavram, açık-uçlu sorular sormayı, model olmayı, çocukların farklı yaklaşımları ve deneyimleri denemelerine teşvik edecek süreçleri içerir.

            Çocuklar belirli bir yetenek, anlayış ya da eğilimde bilişsel yeterliliğe ulaştıklarında ve sosyal bağlamda bilişsel yeterlilikler geliştirildiğinde bunlar içselleştirilir; yetişkin rehberliği ve desteğine daha fazla ihtiyaç duyulmaz. Kimlikli Bebekler hikaye anlatma oturumları boyunca uygulayıcıların rolü, “desteği”, benzer ve anlamlı bir bağlamda sunmak; soru sorarak, teşvik ederek, doğrulayarak ve model alarak çocukların anlama düzeylerini artırmak; önceden bildikleri üzerine inşa ederek ve onların düşüncelerini tanımlayarak, açıklayarak ve doğrulayarak daha büyük yeterlilikler kazanmalarını sağlamaktır. Farklı ve doğru olmayan görüşler açıklansa bile grup içerisinde iletişim pozitif öğrenmeye neden olabilir (Brown, 2001).

Dil, öğrenme ve anlamanın gelişiminde esas bir rol oynar. Yetişkinlerin bilgiyi ve sosyal değerleri çocuklara aktardıkları dil bir sosyal iletişim yoludur. Vygotsky (1978) ve Bruner (1983) dili, iletişimi ve eğitimi entelektüel ve kişisel gelişimin kalbine yerleştirirler. Vygotsky yetişkinlere, onların düşüncelerini tanımlayan, açıklayan ve doğrulayan dili kullanmaları için çocukları teşvik etmelerini önerir, çünkü daha ileri bilişsel süreçler diğerleriyle iletişim ve diyalog yoluyla gelişir. Eğer düşünce ve dil arasındaki bu yakın ilişki kabul edilirse, çocukların bilişsel ve linguistik yeterliliklerini genişletmede özellikle etkili olduğu için desteklemeye devam edilir. Kimlikli Bebekler hikaye anlatma oturumlarına katılma ve çocukları geniş ölçüde yaratıcı aktivitelere katma, onların, entelektüel olarak gelişebilecekleri durumları sağlar.